"Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir. " (Tevbe Suresi, 128)
Regaib Gecesi Vaazı
Regaib, bir işe rağbet etmek, arzulamak, hayra yönelmek anlamına gelir. Allah bu gibi gecelerle bizi kendi rahmetine, affına ve lütfüne yöneltmek istiyor. Recep ayının ilk Cuma gecesi, yani bu gece regaib kandilidir. Regaib kandili İslam âleminde hicri 480 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Biz şunu bilelim: Üç ayların ilk Cuma gecesi olan bu gece, Allah’a çokça yalvarmak, yakarmak, dua etmek ve af dilemek için bir vesiledir ve bir fırsattır.
“Udûnî esteciblekum” Allah imzalı açık çek vermiş, üzerini sen doldur demiş adeta. Rabbiniz dedi ki: "Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.
Allah, kendisinde sükun bulmanız için geceyi, aydınlık olarak da gündüzü sizin için var etti.
Şüphesiz Allah, insanlara karşı (sınırsız) bir fazl sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar. (Mümin Suresi, 60-61)
Ahirette yapmadığımız birçok amel sevabı ile karşılaşacağız. Bunlar neyin karşılığı diye sorulunca, dünyada iken çok istediğiniz halde kabul edilmeyen dualarınızın karşılığıdır denilecek. Bazen duanın kabul edilmemesi, bizim için bir lütuf olabilir.
Adamın biri ölmüş, cennette dolaştırılıyor. Bir bina es geçiliyor. Adam ısrarla orayı görmek istiyor ama rehber melek göstermek istemiyor. Adam ısrar edince melek adamı binanın içine götürüyor. Adam bakıyor, bina dosyalarla dolu. Her birinde, eğer isteseydin sana şunlar da verilecekti yazıyor.
Allah her sabah nida ediyor. Var mı bir isteği olan? Uyuyanlar bir nevi, yok ya Rabbi, ben istemiyorum, ben almayım kalsın diyor. Bu ne gaflet? Ondan sonra tonlarca ağırlığı olan dertlerimizi insanlara anlatıyoruz. O da bir insan, dinlemekten başka ne yapabilir ki? Allah diyor ki, derdini bana anlat, insanlara değil.
Günde beş defa Allah ile randevun var, sen bu randevuya gitmiyorsun. Bir dostunun birkaç davetine icabet etmesen adam, “Eee senin de nazın çekilmiyor ha” der ve o da onu terk eder.
Sabahın köründe nasıl kalkacağım? Bir defa sabahın körü ne demek? Sabah, aydınlığın başlangıcıdır, karanlığın, körlüğün değil. Sabah beşte kalkıp işe gidenler yok mu? Kalkmazsan işten atılırsın değil mi? Peki sabah namazına kalkmadığın zaman Allah’ın rahmetinden uzaklaştıracağını düşünemiyor musun?
Namazını eda eden biri, bir vakti eda ettikten sonra öbürünü beklemeye başlıyor. Allah’ın rahmetini beklerken ölürse rahmetli olur. Sabah kalktınız, bir de baktınız ki iş yeriniz yanmış, arabanız çalınmış, eviniz yıkılmış vs. Birçoğunuz ağlar değil mi? Oysa sabah namazına kalkmadığınız zaman bundan daha büyük bir zarara uğruyorsunuz. Peki size soruyorum. İçinizde hiç sabah namazına uyanamadığı için ağlayan var mı? Peygamberimiz, “Sabah namazının iki rekâtı dünya ve içindekilerden hayırlıdır.” buyuruyor. Demek ki sadece bir ev, araba kaybetmiyorsunuz, dünyaları kaybetmiş oluyorsunuz.
Namaza durunca, şöyle demiş oluyorsun: Ya Rabbi! Sen çağırdın, ben de geldim. Lebbeyk Allahümme lebbeyk der gibi bir şey. Ayrılık bitti, vuslat başladı.
Namaza başlayınca kendinize olan saygınız ve özgüveniniz artıyor. Çünkü Ey iman edenler! Namaz ve sabır ile Allahtan, yardım dileyin. Zira Allah sabredenlerle beraberdir.
Beşinci raşit halife olarak bilinen Ömer bin Abdülaziz bakın ne diyor:
Namaz seni yolun yarısına, oruç da hükümdarın kapısına ulaştırır. Sadaka ise, hükümdarın huzuruna çıkarır.
Şair şöyle diyor:
Cevahir varken Pul neye yarar,
Gayesini bilmeyen Kul neye yarar,
Herkes tutmuş bir yol gidiyor,
Ona gitmeyen yol neye yarar...........
Üç ayları nasıl değerlendirebiliriz?
1-Nafile oruçlarla: Pazartesi-Perşembe, gün aşırı, baştan ortadan sondan üçer gün vb.
Peygamberimizin üç ayların tümünü fasılasız tuttuğuna dair bir rivayet yok. Bazen Recebi, bazen Şabanı çok tutardı diyor Hz Aişe Şaban ayında çok oruç tutmasının sebebini soran Usame b.Zeyd’e Peygamberimiz şöyle demiştir: “Şaban, Recep ile Ramazan arasında insanların kendisinden gafil oldukları bir aydır. Hâlbuki o, içerisinde amellerin Allah’a sunulduğu bir aydır. Ben de oruçluyken amelimin Allah’a sunulmasını isterim. (Neylü’l-Evtar, c.4, s.276)
2-Nafile namazları artırarak: Akşam namazı sonrası evvabin, öğlen ve yatsı namazlarının son iki rek’atını dörde tamamlayarak, Duha namazı, Teheccüt namazı vb.
3-Hayır ve hasenatı çoğaltma şeklinde de olabilir.
4-Kur’an-ı Kerimi mealiyle birlikte okuyarak ve diğer yararlı kitaplar okuyarak.
Bu akşama ait özel bir ibadet şekli yok. Dua ederek, kaza namazı kılarak, çocuklarımıza sürpriz sayılabilecek güzel hediyelerle sevindirerek ve evimizde bayram havası estirerek bu geceyi değerlendirebiliriz.